AKP Küme Başkanvekili Bülent Turan, katıldığı canlı yayında, 18 Haziran’da yapılması planlanan seçimlerin ‘erkene’ alınması hakkında konuştu. Haziran seçimlerinde “engellerin” olduğunu savunan Turan, “aklın yolu bir” dedi. Turan, “Herkes Haziran seçimlerindeki manilere baksın. Hac problemi var. Okulların tatili sorunu var. Kurban Bayramı var. Bunlara baktığımızda ’18 Haziran’a razıyız lakin halkın daha rahat oy kullanmaya tarih bulalım’ diyoruz” diye konuştu.
AKP’li Turan, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un gündeme dair sorularını yanıtladı. İyi Parti Genel Lideri Meral Akşener’in ‘Hava sıcak seçim yapmayacak’ açıklamasına “saçma” diyen Turan, “Haziran seçimlerinin hiç şikayetçisi değiliz” sözünü kullandı.
“İktidar olmak yahut olmamak dünyanın sonu yahut başı değil” diyen Turan, AKP’nin oy oranını da açıkladı. “ARGE Liderimiz Mustafa Şen Bey, dün itibariyle yüzde 52’nin üzerinde bir oydan bahsetti” açıklamasını yapan Turan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“6’lı Masa’nın kurtlar sofrası değil, tilki masası olduğu ortaya çıktı”
“6’lı Masa diye söz edilen yapı ortaya koydukları güya alternatif modelin ne kadar anlamsız, siyaset ideolojisinin dışında bir metod olduğunu öğrenme imkanı buluyoruz. Ortada Bakan paylaşımlarından başlayın, muhtemel krizlere, kendi ortalarındaki arbedelere daima bir arada şahitlik ediyoruz. 6’lı Masa’nın kurtlar sofrası değil, tilki masası olduğu ortaya çıktı. Herkes kendi dışındaki partilere rakip olarak bakıyor. MHP bizim rakibimiz değil refikimiz. Herkesin eteğindeki taşı döksün. Tezlere bakın, kriz, kaos, arbede, ganimet paylaşımı üzere hengameleri görüyoruz.
“Tek adam her seçime girer mi, her seçimde yarışır mıydı?”
Farklı kısımların fikir tartması öbür bir şey ganimet arbedesi öteki bir şey. Tek adamlık argümanı külliyen reddettiğimiz bir şey. Türkiye son 5 yıl içinde natürel ki krizler yaşadı; ancak dünyada petrol 10 kat arttığı devirde, savaşların, pandemilerin yaşandığı periyotta, Türkiye hasarları çabuk onardıysa, çarklarını döndürmeye büyük muvaffakiyetle yürüttüyse bu sistemdendir. Dünyanın krizine karşın Türkiye’yi kıyı selamete rahat ulaştırmak öbür bir sistem. Bizim vakit zaman bakanlarımız değişiyor lakin kriz olmadan değişiyor. Tek adam argümanı memleketler arası hükümran güçlerin sevmedikleri adamlara söylediği bir kelamdır. İsveç’te gördünüz. Tek adam her seçime girer mi, her seçimde yarışır mıydı?
“Erdoğan tarihin en çok oyunu alacak”
Yönetirken bir imza gerekir, bir adam gerekir. O adamın partisi var, MYK’sı, MKYK’sı var. Ne demek tek adam? Halkımız referandumla onay vererek bu sisteme geçti. Dünyada hiçbir topluluğun aldığı bir hakkı geri vermişliği yok. Dünyada hiçbir millet aldığı hakkı geri vermez. Başkanlıktan asla parlamenter sisteme teknik olarak, felsefi olarak geçiş yok. Halk bir sefer bu yetkiyi vermez. Parlamenter sisteme geçmek için 400’den fazla vekil alması lazım. Haydi aldılar diyelim, referanduma gitmek durumundalar. Referandumu kazandılar diye düşünelim. Tüm başkanlara soruyorum; Türkiye’nin en çok oy alacak partisi eski sisteme nazaran Başbakan olma ihtimali hangisi? Sayın Erdoğan’ın önünü açmış olurlar. Sayın 20 Erdoğan’ın 20 yıllık siyasi tarihinde en büyük oyu alarak seçileceğini biliyorum. Gittiğimiz yerlerde millet bizimle külfetini paylaşıyor, ‘şu derdim var fakat sen çöz’ diyor. Halkın içindeyiz, halkımız ‘yaparsa Erdoğan yapar’ dediğini biliyoruz. Erdoğan tarihin en çok oyunu alacak sav ediyorum.
“18 Haziran’a en yakın tarih hangisi ise onu yapmak lazım”
Seçime kalmış 3-5 ay. Anayasa’nın gereği olarak seçimin tarihi 18 Haziran’dır. Geçen Meral Akşener ve açıklama yaptı. ‘Hava sıcak seçim yapmayacak’ dediler. Bu çok cahilce açıklama. Haziran seçimlerinin hiç şikayetçisi değiliz. Aklın yolu bir. Herkes Haziran seçimlerindeki pürüzlere baksın. Hac sıkıntısı var. Okulların tatili sıkıntısı var. Kurban Bayramı var. Bunlara baktığımızda ’18 Haziran’a razıyız lakin halkın daha rahat oy kullanmaya tarih bulalım’ diyoruz. 18 Haziran’a en yakın tarih hangisi ise onu yapmak lazım. Anayasa 116, ‘Meclis beşte üç çoğunlukla görüşülür, tarih belirlenebilir’ diyor.
“Biz muhalefetin vakit zaman büyükelçilere şikayet edilmesinden bıktık”
Biz siyasi polemik yapmayı değil iş yapmayı tercih ediyoruz. Palavradan, dedikodudan, iftiradan çok ağzımız yandı. İsveç’teki makus tablo Avrupa’nın içine düştüğü acıklı tablosu tam kendisi. Sayın Cumhurbaşkanı ‘yapmayın terör sizi vurur’ demişti. Terörün lisanı, dini, milleti olmaz dedik. İsveç’teki o imaj ivedilikle adım atmaları, net karar almaları gereken bahistir. NATO sürecinde terörle münasebeti durdurulmazsa, üyelik sürecine Türkiye’nin ‘evet’ demeyeceğini duyurmuş oldu. Avrupa’nın tutumunu Türkiye izleyecektir. Sayın Erdoğan’a ilişkin kötü görsel, Erdoğan’ın kendisine değil, büyüyen Türkiye, oyunları bozan Türkiye demek. Bunu sevmeyen insanların yaptığı iş bu. Erdoğan’ın yazgısıyla Türkiye’nin bahtı özdeşleşti. Onun için bunu yapıyorlar. Her bahiste arbede edelim, polemik yapalım fakat ulusal bahislerde, terör mevzularda, dış problemlerde kesinlikle bir arada olalım. Biz muhalefetin vakit zaman büyükelçilere şikayet edilmesinden bıktık. Muhalefetin bu husustaki hali yerinde, en azından ulusal sorunlarda devamını bekliyoruz.
“ürkiye’nin tarihinde oybirliğiyle 600’ü geçen metin olsun”
Anayasa değişikliği sorunu 1 aydır çalışılıyor. Birisi büsbütün kurulun gündemi. Bu mevzuda toplum hassasiyetini söz ederek çalışma yapıyor. Referanduma ait değişiklikle, bir komitenin atmış olduğu adımın tıpkı gün dokunulmazlıklar niçin geldi diye sorulmasını garip karşılıyorum. Biz büyük nezaketle bütün partilere gidip sıkıntımızı anlattık. Metin götürmedik. ‘Ne diyorsunuz, nasıl yaparız’ dedik. Biten metni götürmeyi teklif ettik. Öbür bir mazeret ile hayır dediler. Anayasa teklifi için randevu konusu kapandı artık. Cumhurbaşkanımız 400’ü aşarsak referanduma gitmeyeceğimizi beyan etti. Şahsi kanaatim 600’le geçmemiz lazım ki, bir daha Türkiye’nin eğitim tarihinde, siyasi tarihinde bu hususun tartışılmamasını istiyorum. Davette bulunuyorum, gelin tekrar görüşelim, metinde eksiklik varsa revize edelim gerekirse. Türkiye’nin tarihinde oybirliğiyle 600’ü geçen metin olsun.
“İsmin kimin olmasının manası yok”
Öngörülen sistem Türkiye için büyük bir krizdir, sıkıntıdır. Artık hiçbir manası yok. Kim olursa olsun sistem ortaya çıktı. 6 Parti’nin ortak yönetme teziyle birlikte Cumhurbaşkanı değil de özel kalem, ismini koymuş oldular. İsmin kimin olmasının manası yok. Yunanistan, Suriye, Kürt sorununda 6’lı Masa’nın ortak iki cümlesi yok. Daha şimdiden bakan kavgası yapan bir siyasal anlayışın ne manası olabilir ki? Adamlar dedi ki, ‘6’mız tıpkı yöneteceğiz’. Bu tabloda kimin güçlü kimin zayıf bir değeri kalmadı artık.
“Şimdi ferdi refahın çok önde olduğu bir devir yaşıyoruz”
Biz sayın Erdoğan’ı iktidarda olduğu için sevmedik, bu ülkede çok büyük adımlar attığı için, vesayeti yıktığı için sevdik. İktidar olmak yahut olmamak dünyanın sonu yahut başı değil. Göreceksiniz sayın Erdoğan’ı da onun ittifakı ve partisini bu millet çok farklı önder yapacaktır. ARGE Liderimiz Mustafa Şen Bey, dün itibariyle yüzde 52’nin üzerinde bir oydan bahsetti. AK Parti son aylarda toplumun tüm kısımların toplumsal kaygılarını görerek, masaya yatırıp, çözmek için adımlar attı. Her adımın milyonlar karşılığı var. KHK borçları, icralar, kontratlı işçi sıkıntısını düşünün. Kimin ne sorunu varsa AK Parti masasının gördüğü beşerler. 20 yıl içerisinde çok geri kalmış olan altyapımızı AK Parti hükümeti büyük bir motivasyonla bitirdi. Artık kişisel refahın çok önde olduğu bir devir yaşıyoruz. Köprü, yol, hastane yapmaktan ferdî kederi unuttuk tahminen de. Lakin artık bu sorunun tahlili için adımlar atıyoruz.
“Türkiye’nin üniter yapısını en uygun temsil eden, koruyan, kollayan parti biziz”
Türkiyemizi son 20 yıl içerisinde karış karış gezerek, toplantılar mitingler yaptık. Artık geldiğimiz yerde İzmir’le Diyarbakır’ın, Çanakkale ile Şırnak’ın farkı yok bizim için. Muazzam bir periyot yaşıyoruz. Evvelce tahminen problemlere Kürtlerin, Alevilerin sıkıntıları diye bakılabiliyordu. Artık Türkiye’nin sorunu olarak bakıyoruz. Bir devir yapılan kusurlu siyasetlerle geri kalmışlık olmuş, artık yok. Problem Güneydoğu sıkıntısı değil Türkiye problemidir. Türkiye’nin 85 milyon seçmeni var. Laz seçmen, öğrenciler şöyle seçer, bayanlar bu türlü yapar diyor muyuz? 85 milyon eşit bakmak durumundayız. Kürt seçmeni tabirini gerçek bulmuyorum. En çok Kürt vekil bizde var. Türkiye’nin üniter yapısını en uygun temsil eden, koruyan, kollayan parti biziz.
“Türkiye’nin emperyalizme karşı dik durmasında yanımızda duran kim varsa onunla yol yürümekten onur duyarız”
HDP’nin Kandil avukatlığı varsa buna itirazımız var. Biz HDP’yi bölücülük yapma tezindeki bir ayağı Kandil, bir ayağı Avrupa’da bir parti olarak görüyoruz. Teröristi otomobilinde gezdiren, teröristin telefonunu polisten saklayan, halkı sokağa çağırıp yüzlerce kişinin mevtini sağlayan bir anlayış varsa bunun kesinlikle bedeli olur. Amiyane tabirle özür diliyorum ‘tükürüğümle boğarım’ diyen anlayışın bedeli olur. HÜDAPAR bu ülkenin değerli partilerinden bir tanesi. Biz ittifakımızı genişletmek istiyoruz. HÜDAPAR yahut oburu Türkiye’nin büyümesine omuz verecek kim varsa, yürümekten onur duyarız. Türkiye’nin emperyalizme karşı dik durmasında yanımızda duran kim varsa onunla yol yürümekten onur duyarız.
“Toplumun hudut uçlarıyla oynamanın ne onların kendisine ne topluma yararı olmaz kanaatindeyim”
Babacan da, Davutoğlu da bizim partimizde misyon yaptılar ve ayrıldılar. Ayrıldıklarında şu tezleri vardı; sözümona el kaldırıp tüm Anadolu’yu ayağa kaldırıyordu. Emsal savlar sayın Babacan’da da vardı. Halktan oy alamadılar. Çanakkale’den biliyorum, kovduğumuz birkaç adam dışında oraya giden olmadı. Babacan, Türkiye’nin geride bıraktığı tartışmaları öteki siyasi kanatlardan oy alabilir miyim diye farklı gündeme evrildi. Türklüğü tartışılacak telaffuzlara girdi. Bunlar anlamsız tartışmalar, toplumun hudut uçlarıyla oynamanın ne onların kendisine ne topluma yararı olmaz kanaatindeyim.
“Mesele 85 milyon içinde bir arada olmaktır”
Türkiye’nin bu cins tartışmaları aştığını düşünüyorum. Türklük tarifinden rahatsız olmayan bir siyasal akımın olmaması gerektiği kanaatindeyim. Adam Türkçe bilmiyordur, bunların hepsi tartışılabilir. Kürtçe başta olmak üzere tüm talep edilen lisanları seçmeli olmak kaydıyla imkan vermiştir. Üniter yapıyı bozan, ana lisanı bozan anlayışın Türkiye’de karşılığı olmadığını düşünüyorum. Ben Türküm, Balkan göçmeniyim gurur duyuyorum. Siz Kürt olabilirsiniz. Problem 85 milyon içinde bir arada olmaktır. Türkiye’nin anayasasında bu tartışmalar yazılı metne dönüştürülmüştür.
“Biz EYT’nin bütün sıkıntılarını isteyen bir ekibiz”
Türkiye’nin bütün toplumsal kesitlerin kaygısı bizim kederimiz. Kontratlı çalışanımız ki, 500’e yakın sayıdır, bugün Meclis’e verdik. Kurul başkanımız Cevdet Bey, pazartesi toplantıya çağırdı. O çalışma biterse, biz Salı yahut Çarşamba görüşmeye başlarız, önümüzdeki hafta biter diye düşünüyorum. EYT daha gelmedi. EYT ana sınırlarını Cumhurbaşkanımız kamuoyuna duyurdu. Çok büyük sayı var. O manada büyük sorun vardı, çözüldü. Biz EYT’nin bütün meselelerini isteyen bir grubuz. Çalışmanın sonunda komiteye gelir. Bir an evvel olmasını istiyoruz. Kanun geçer, kişi başvurur. Biz bir iş konuşunca ok yaydan çıkmıştır. Bunlar takvime uygun olarak Meclis’in, Bakanlığın çalışmasına nazaran adım adım atılır. Şubat ortalarında biter diye umut ediyorum.
“Özgür Bey genel lider tezi olan birisidir”
Özgür Özel’e yakışan tiyatro izledik. Çok anlamsız, gereksiz iddilalarda bulundu. O argümanların FETÖ savlar ortaya çıktı. Bir danışman para kazanacak diye siyasal yapı bedel ödemez. Bu argümanlar daha evvel yapılmış, bakanlık yalanlamış. Çok sıradan tezde bulundu. Özgür Bey genel lider savı olan birisidir. O yüzden ucuz polemiklerin, FETÖ tezlerinin genel başkanlık argümanı olan şahsa yakışmadığını düşünüyorum. Öteki bir kulvarda olması gerektiğini düşünüyorum, yoksa kendisi kaybeder.”